İçeriğe geç

Deniz Ege Tunçay Yazılar

Linux'ta Steam Rüzgarı

Steam'in Linux sürümü an itibariyle herkesin kullanımına açıldı!

Bundan bir süre önce TeknoKedi’de “Steam’in Linux Sürümü Çok Yakında!” başlıklı bir haber yazmış ve tıpkı Steam’in OS X sürümünde de olduğu gibi yaklaşık iki aylık kapalı beta sürecinin ardından açık beta sürecinin başlayacağından bahsetmiştim. Tıpkı düşündüğüm gibi oldu ve Steam’in Linux için Beta sürümüyle herkesin kullanımına açıldığı haberi geldi.

Steam’in Windows veya OS X sürümü için aldığınız oyunların Linux sürümleri de Steam’de bulunuyorsa, ayrıca bir bedel ödemeden oynayabileceğinizi unutmayın. Aynı zamanda ücretsiz bir Steam hesabı açabilirsiniz ve Team Fortress 2 gibi başarılı bir oyunu Linux üzerinden de oynayabilirsiniz. Steam ile Linux’ta oynayabileceğiniz oyunların listesine ise buradan erişebilirsiniz.

Steam’in Linux sürümünü indirmek istediğinizde ise şimdilik sadece DEB paketiyle karşılaşıyorsunuz. Bunun sebebi, Linux dağıtımları arasında en geniş topluluğa sahip olan dağıtımın Ubuntu olması. Fedora veya OpenSUSE gibi RPM paketine ihtiyaç duyacağınız dağıtımları kullananların ise steam.repo dosyasını  /etc/yum.repos.d/ dizini altına kopyalamaları gerekiyor.

AMD ekran kartı sahibi ve oyun oynamaya çok zaman ayıramayan biri olarak diyebilirim ki karşılaştığım bir takım hatalar var ve henüz çözüm aramadım. Ancak istemci hatalarının bildirilmesi için açılan GitHub sayfasına da buradan erişebilirsiniz. 

Yorumlar kapalı

Olur da "renderView" size küserse

Autodesk Maya ile dönem dönem render almak istediğimde karşılaştığım bir hata vardır. “// Error: setParent: Object ‘renderView’ not found. //” şeklinde karşılaştığım bu hata sebebiyle render alamaz, çıldırırdım. Belki eklentiler güncel olmadığından, belki de sadece can sıkıntısından. Sebebini anlamasam da sonuçta işlerim aksıyordu. Sonra dedim ki Google amcaya sorayım, nedir bu işin çözümü? Aradığımı buldum da. Çevremde Maya ile uğraşan çok sayıda insan olduğu için de paylaşayım istedim.

 Maya’nın üst paneldeki menülerinden Window > General Editors > Script Editor ‘e geliyoruz (ve üstüne tıklıyoruz :). Açılan pencerenin iki bölümden oluştuğunu ve alt bölümdeki boş alana aslında bir şeyler yazabildiğimizi göreceksiniz. MEL ve Python olarak ikiye ayrılan sekmelerden MEL sekmesini seçip, boşluğa aşağıdaki metni yapıştırıyoruz.

 $exists=0;
 for ($item in `getPanel -scriptType “renderWindowPanel”`) {
        if ( $item == “renderView” ) {
                print “renderView exists.\n”;
                $exists=1;
        }
 }
 if ( $exists == 0 ) {
        for ($item in `getPanel -scriptType “renderWindowPanel”`) {
                //print ( $item + “\n”);
                if ( $item == “renderWindowPanel1” ) {
                deleteUI renderWindowPanel1;
                $renderPanel = `scriptedPanel -type “renderWindowPanel” -unParent renderView`;
                scriptedPanel -e -label `interToUI $renderPanel` $renderPanel;
                }
        }
 }

Betiği yapıştırdıktan sonra ise bu komutun çalışması için Script Editor penceresinin üst menülerinden Command > Execute seçeneğine tıklıyoruz. Bunun yerine aslında Script Editor panelinde yer alan simgeye tıklamak da bir çözüm ama neyin nerede olduğunu bilmenizde fayda var.

Bu hatayla her karşılaştığında bu adresi aramak istemeyene ise çözüm ise yukarıdaki betiği buraya tıklayarak bilgisayarınıza indirmek büyük kolaylık sağlayacaktır. Söz konusu betiği de Script Editor penceresinin üst menüsünden File > Load Script seçeneğiyle çalıştırabilmeniz mümkün.

Haydi geçmiş olsun.

Yorumlar kapalı

Özgür Yazılımı Seviyoruz, Değil Mi?

Özgür yazılım dediğiniz sadece Linux, Linux dediğiniz de sadece Pardus değildir. Bunu biliyor muydunuz?

Dün, Pardus Geliştirici Listesi‘nde Semen CİRİT tarafından yazıldığı üzere; Pardus 2011 sürümü için herhangi bir güncelleme yapılmayacak. Bu, 2011 sürümünün “öldüğü” anlamına geliyor. Elimizde yeni bir sürüm haberi de yok. Bu durumda, “Pardus projesi öldü mü?” sorusu akıllara geliyor ki, bunu da zaman içerisinde göreceğiz.

Proje bu noktaya kadar nasıl geldi ayrı bir konu, ancak ben ayrı bir konudan bahsetmek istiyorum; her şey bitmedi arkadaşlar…

Şu an Özgürlükİçin.com‘da, ilgili haberin başlığı altında yazılan yorumlara, Kullanıcı Listesi‘nde yazılanlara ve Twitter‘da yazılanlara bakıyorum da, biraz üzülüyorum. Bazı şeyler pek anlaşılamamış.

Pardus projesi olur da tam anlamıyla sonlanırsa, hiç kimse Windows kullanmak zorunda değil. Hatırlamaya çalışın; Ubuntu, Mint, Fedora ve daha onlarca Linux dağıtımı mevcut; bunları da kullanabilisiniz. Hatırlamaya çalışın; Mozilla Firefox, LibreOffice, ClementinePidginBlender, GiMP, Audacity, Scribus ve daha onlarca özgür yazılımı dilediğiniz işletim sisteminde özgürce kullanabilirsiniz. Yıllar boyunca yayınladığımız e-dergiler ile, podcast‘ler ile bahsetmek istediğimiz şey; sanırım “özgür yazılımın her platformda varolabildiği” ve kullanıcıların bu felsefeyi benimsemesiydi.

Bunları unutmayın.

Kendi adıma konuşayım. Son iki yıldır ağırlıklı olarak Mac OS X üzerinde çalışıyorum ki okulumda kullandığım uygululamalar bana bunu gerektiriyor. Buna karşın Mozilla FirefoxLibreOfficeClementine ve Audacity gibi uygulamalar hâlâ gündelik bilgisayar kullanımımda elimin altındaki uygulamalar. Özgür yazılım kullanmak sadece “inadına” Linux kullanmak olmamalı. Gerektiğinde “Microsoft Office var abi crack’li son sürüm, ister misin?” diyen arkadaşına “LibreOffice candır, korsana gerek yok.” diyebilmektir.

Gerek e-dergi’de, gerek forumlarda Pardus’a katkı sağlamışsak ve bu yaptıklarımızla insanlara sadece Linux’u değil, diğer özgür yazılımları da sevdirebildiysek gene de bir şeyler başarmışızdır.

Bundan sonrası için Pardus adına bir tahminde bulunabilmek güç; kendi adıma yapabileceğim tek şey, sevindirici haberleri beklemek.

Bugüne kadar projeye gram yardımı dokunmamış, ancak rakı masasında ülkeyi kurtarır gibi ekran başında Pardus’u kurtarabilecek tek insanmış rolünde ahkâm kesenlere de buradan selam ediyorum; biz bir tuğla koyduk, sen neredeydin?

Son anına kadar IRC kanalından forumlara, e-dergi’yi okuyan ve e-dergi’ye yazanlardan oyun sunucusunda bizleri yalnız bırakmayanlara kadar herkese teşekkürler. Unutmayın; özgür yazılım aynı zamanda bir felsefedir.

Yorumlar kapalı

PlayOnLinux 3.8.8 Yayınlandı

Linux kullanan tüm oyunseverlere bir kez daha merhaba. 

PlayOnLinux‘un 3.8.8 numaralı son sürümü şu an Pardus 2009 için katkı deposundaki yerini aldı, Pardus 2011 için henüz şu an depolarda yer almıyor. Ancak Pardus 2011 32bit kullanıyorsanız SVN’den kendiniz derleyebilir veya derlenmiş olan paketi bilgisayarınıza indirebilir ve kurabilirsiniz. Pardus 2011 64bit kullanıcıları ise kısa bir süre daha beklemek zorundalar, çünkü Wine henüz 64bit depolarındaki yerini almadı. Az sabır!

Pardus 2011 i686 depolarında şu an için Wine’ın 1.3.11 sürümü bulunuyor ve kısa bir süre içerisinde 1.3.12 sürümü de depodaki yerini alacaktır. Yeni sürüm ile birlikte gelen hata düzeltmelerine bakıldığında bir çok sorunun giderildiğini görüyoruz. Aynı şekilde, PlayOnLinux’a son zamanlar oldukça fazla yenilik geldi ve içeriği de güncelleşti. Call of Duty: Black OpsDragon Age: OriginsLara Croft and the Guardian of LightMafia IIStar Wars: The Force Unleashed gibi oyunlar PlayOnLinux’un desteklediği oyunlar listesine girerken, listedeki daha bir çok oyunun kurulum betiği ise elden geçirildi. Böylelikle, doğrudan Linux için geliştirilen bilgisayar oyunlarının sayısı diğer platformlara göre az olsa da, PlayOnLinux sayesinde oyun zevkimizden mahrum kalmıyoruz 🙂

4 Yorum

MySpace ve Last.fm Erişime Engellendi!

Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın aldığı karar doğrultusunda, binlerce müzik topluluğunun parçalarını yasal yollar çerçevesinde ücretsiz dinleyebildiğimiz MySpace.com ve dünyanın en en çok ziyaret edilen internet radyoları arasında yer alan Last.fm, henüz açıklanmayan gerekçelerden ötürü erişime engellendi! Farklı DNS adreslerinin kullanılmasıyla bu sayfalara erişebilmek ise mümkün.

İnternet kullanıcıları olarak bir kez daha tebriklerimizi dile getirelim! Her ne kadar gerekçeler henüz açıklanmamış olsa da, tatminkâr gerekçeler olacağına şüpheyle yaklaşıyorum şu an. Geçtiğimiz dönemlerde de bir süre için bile olsa bu duruma düşen internet sayfalarını hatırlıyor musunuz? Blogger, Ekşi Sözlük, Google Groups, WordPress ve hatırlayamadığımız daha kaçı… Halen erişime engellenenler arasında adı en çok anılanlardan (ama büyük bir çoğunluğumuzun da hâlen farklı yöntemlerle bu engelleri aşabildiği) biri de YouTube. Engellenen ya da engellenmeye çalışılan- sayfaların hemen hemen hepsi de internet kullanıcılarının birbirleriyle toplu iletişime girebildikleri, kendi düşüncelerini kolaylıkla ve hızlı bir biçimde diğer kullanıcılarla paylaşabildikleri sayfalar. Dünya üzerinde internetin sundukları gelişirken, bizim bu gelişmelere alerjimiz var sanki.

Şimdi oturup MySpace.com ve Last.fm‘in ne gibi gerekçelerle erişime engellendiğini öğrenmek için beklemedeyim, bir çok kişi gibi.

Yorumlar kapalı